Aile Hukuku
Medeni Hukuk içinde yer alan; nişanlanma, evlilik, velayet, soy bağı, mal paylaşımı gibi aileyi ilgilendiren konuları kapsayan Aile Hukuku Türk Medeni Kanunu içinde düzenlenir.
Evlilik yanında evlilik dışı oluşan her türlü probleme de bu hukuk dalı içinde bakılır. Evlilik dışı ilişkilerle ilgili herhangi bir madde ya da kural olmamasına rağmen, böyle bir ilişkiden doğan çocuk ya da çocuklar konusunda Medeni Hukuk çerçevesi içinde eşit şekilde haklar bulunur.
Aile Hukuku Nedir?
Evlilik hukuku olarak da adlandırılan; nişanlanma, evlenme, boşanma, mal paylaşımı, evlat edinme, velayet, nafaka gibi konuları ele alan Aile Hukuku, kişiler arasında oluşan anlaşmazlıkları ve ailevi sorunları ele alır.
Türk Medeni Kanunu’na göre her türlü yasal hükümler düzenlenmiş olmakla birlikte, aile birliğinin bozulmaması ve taraflar arasındaki anlaşmazlığı giderebilmek için, ilk olarak arabuluculuk sistemi de devreye girer.
Anlaşmalı Boşanma Nedir?
Evlilik kurumu, oldukça kutsal ve sürekliliği olan bir kurumdur. Ancak bazı durumlarda eşler, birbirleriyle anlaşamaz ve bir süre sonra, evlilik içinden çıkılmaz zor bir hale gelir. Bu durumda eşler; şiddetin olmadığı, zarar verici olayların yaşanmadığı anlaşmalı boşanma davası açabilir.
Anlaşmalı boşanmalar, çoğunlukla tek celsede boşanma isteyen tarafların tercih ettiği bir dava türüdür. Ancak anlaşmalı boşanmada da hâkimin kararı, protokollerin doğru şekilde gerçekleşip gerçekleşmediği gibi konular da anlaşmalı boşanmayı uzatabilen etkenler arasındadır. Ancak çekişmeli boşanma kadar uzun sürmez.
Aile Hukuku içinde, aile birliğinin yürümemesi durumunda, tarafların birbirleriyle güzel şekilde anlaşarak ayrılabilmeleri için, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3 maddesinde düzenleme yapılmıştır.
- Taraflar arasında evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalıdır.
- Davayı eşlerden biri açmalı ya da beraber açılmalıdır.
- Davanın geçerli olabilmesi için, eşlerden birinin açtığı davayı, karşı tarafın da kabul etmesi gerekir.
- Taraflar, duruşmada bizzat bulunmalıdır. Böylece hâkim, tarafları dinleyerek karar verme aşamasını gerçekleştirebilir.
- Taraflar arasında anlaşmalı boşanma protokolü imzalanmalıdır. Bu protokol, hâkim tarafından onaylanmalıdır.
Anlaşmalı boşanma davalarında; nafaka istenip istenmediği, tazminat talebinin olup olmadığı, çocukların velayet durumu, iştirak nafakasının miktarının ne olacağı gibi hususlar, karara bağlanmış olmalıdır.
Anlaşmalı Boşanma için Avukata İhtiyaç Duyulur mu?
Aile Hukuku; aile birliğini, ailenin temelini korumak ve gerekli düzenlemeleri yaparak, Medeni Hukuk içinde taraflara uygulayan bir hukuk dalıdır. Ancak bazı sebeplerden ötürü taraflar, aile birliğini devam ettirmek istemez ve anlaşmalı boşanma davası açabilir.
Anlaşmalı boşanma davalarında avukat tutma zorunluluğu bulunmaz. Ancak ilk defa boşanıyorsanız ve öngöremediğiniz birçok durum ve hukuki sonuç, sizi yıpratmaya başlar.
Anlaşmalı boşanma davaları, her ne kadar kolay gibi görünse de protokollerin hazırlanması, tarafların temsil edilmesi, tazminat, nafaka, velayet gibi durumların her iki tarafın da lehine olacak şekilde düzenlenmesi zordur. Bu yüzden Ankara boşanma avukatı için HFK Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.
Çekişmeli Boşanma Nedir?
Aile Hukuku içinde, iki farklı şekilde boşanma davası açılabilir. Bunlardan bir tanesi çekişmeli boşanma davası olarak geçer. Aile Mahkemesi’nde açılan boşanma davası için, avukata ihtiyaç olmamakla birlikte, anlaşmalı boşanma davasına göre daha zorlu bir süreç olduğundan dolayı, çekişmeli boşanma avukatı tarafından davanın yürütülmesi oldukça önemlidir.
- Eşlerden biri boşanmak isterken, diğeri boşanmak istemez.
- Eşler boşanmak istiyor ancak, boşanma sonuçlarında anlaşamaz.
- Velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi konularda anlaşmaya kolay varılamaz.
Çekişmeli boşanma davasında, aile birliğinin temelden sarsılması gerekir. Bu durum Türk Medeni Kanunu’nun 166. Maddesinde açıklanmıştır. Buna göre; evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmenin, taraflarca sağlanamaması ve bu birliğin sarsılmış olması olarak düzenlenmiştir.
Boşanma Davası Sebepleri Nelerdir?
Boşanmak isteyen eşlerin, mahkeme tarafından boşanma kararını alabilmeleri için, Aile Hukuku içinde Medeni Kanun’da bazı sebepler sıralanmıştır. Medeni Kanun’da belirtilen bu sebeplerden biri ya da birkaçı bulunduğunda, boşanma davası açılabilir.
- Eşlerden birinin zina yapması
- Hayata kastetmek, kötü ve onur kırıcı davranışlarda bulunmak
- Eşlerden birinin evi terk etmesi
- Akıl sağlığının yerinde olmaması
- Evlilik kurumunun temelden sarsılması
Çekişmeli boşanma davalarında en çok aile birliğinin temelden sarsılması sebebi, boşanma konusu olarak görülür. Bu durumda davacının kusurunun daha fazla olması durumunda davalı, açılan davaya itiraz etme hakkına sahiptir.
Yapılacak itiraz; hakkın kötüye kullanılması şeklinde gerçekleştiriliyorsa, evlilik birliğinin sürecinde, davalı ve varsa çocukların korunmaya değecek bir durum kalmadığında, mahkeme boşanmaya karar verebilir.
Çekişmeli Boşanma Ne Kadar Sürer?
Çekişmeli boşanma davalarında; tarafların haklı olmalarını ve diğer eşin kusurlu yanlarını ortaya koymaları gerekir. Yani kusurlu olduğuna dair ispat, tanıklar ve deliller olmalıdır.
Tüm bu delillerin incelenmesi, tanıkların dinlenmesi, ispatların yapılması dolayısıyla, çekişmeli boşanma davaları, yaklaşık 1 yıl ile 3 yıl arasında sürebilir. Bu süreçte HFK Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek, konusunda uzman ve deneyimli avukatlarımızla iş birliği yapabilir, avukatlarımızın profesyonel desteğinden yararlanarak, sürecin daha kolay ve lehinizde sonuçlanmasını sağlayabilirsiniz.
Çekişmeli Boşanma Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Türk Medeni Kanunu çerçevesinde düzenlenen Aile Hukuku kapsamında, çekişmeli boşanma davalarında yetkili mahkeme değişkenlik gösterir.
- Davalı tarafın bulunduğu yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi
- Davacı tarafın bulunduğu yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi
Boşanmak isteyen taraflar; son 6 ay itibariyle ikamet ettikleri yerde bulunan Aile Mahkemesi’ne başvurarak, boşanma davası açabilir.
Nafaka Davası Nedir?
Evlilik birliğinin sona ermesi ya da boşanma davası aşamasında; eşlerden birinin geçimini sağlaması ve zorluk çekmemesi adına, özellikle çocuk varsa, çocuğun giderlerini karşılamak için, diğer eşin verdiği nafaka vardır.
Aile Hukuku içinde Medeni Kanun’a göre nafaka davası, dört çeşittir.
- Tedbir nafakası: Boşanma davası öncesinde ya da açıldıktan sonra, eş ya da ergen olmayan çocuklar için verilen nafaka türüdür.
- İştirak nafakası: Boşanma davası sonucunda; çocuğun velayetini alamayan eş aleyhine, çocuğun giderlerini karşılaması için verilen nafaka türüdür.
- Yoksulluk nafakası: Evlilik birliğinin boşanmayla bitmesiyle birlikte, yoksulluğa düşecek eş lehine verilen nafaka türüdür.
- Yardım nafakası: Boşanmayla herhangi bir alakası olmayan, kişinin yardım etmemesi sonucunda, yoksulluğa düşecek altsoy ya da üstsoy kardeşlere ödenen nafaka türüdür.
Nafaka davasına 4787 Sayılı Kanun uyarınca Aile Mahkemeleri bakmakla yükümlüdür. Bunun yanında tedbir nafakası, boşanma davası öncesinde ve açıldıktan sonra, talep edilebilir.
Nafaka Alacaklarında Zamanaşımı Var mıdır?
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu çerçevesinde düzenlenen Aile Hukuku; evlenme, boşanma, evlat edinme, mal paylaşımı, velayet, nafaka gibi başlıklar altında toplanır. Nafaka konusunda herhangi bir zamanaşımı yoktur.
Yani diğer mahkeme ilamlarında çoğunlukla 5 ya da 10 yıllık bir zamanaşımı bulunur. Ancak nafaka bu zamanaşımı kuralına girmez. Buradaki ince nokta; biriken nafaka alacakları üzerinden 10 yıllık zamanaşımı olmasa da biriken nafaka alacakları zamanaşımına uğrayacaktır. Yani 1.1.2005 yılında verilen bir iştirak ya da yoksulluk nafakası, 1.1.2018 yılında tahsil ediliyorsa, 1.1.2005 yılından önceki nafakalar, zaman aşımına uğrayacaktır.
Ayrılık Davası Nasıl Açılır?
Türk Medeni Kanunu çerçevesinde düzenlenen Aile Hukuku içinde bulunan ayrılık davası; boşanma davası açma hakkı olan tarafın, dilerse boşanma dilerse ayrılık isteyeceği dava türüdür.
- Boşanma sebebi ispatlanırsa, hâkim tarafından boşanma ya da ayrılık kararı verilebilir.
- Davanın sadece ayrılığa ait olması durumunda, boşanma kararı çıkmaz.
- Davanın boşanmaya ait olması durumunda; ortak hayatın yeniden oluşturulabileceği kanaati varsa, ayrılık kararı verilebilir.
Mahkeme ayrılık kararını 1 yıl ile 3 yıl arasında karara bağlar. Karar kesinleştiğinde, süre işlemeye başlar. Sürenin bitmesiyle birlikte, ayrılık kararı da son bulur. Bu süre zarfında, evlilik birliğinin yeniden kurulması gibi bir durum oluşmamışsa, eşler boşanma davası açabilir.
Boşanmada Çocuğun Velayetini Kim Alır?
Türk Medeni Kanunu kapsamında düzenlenen Aile Hukuku çerçevesinde; boşanma kararı alan çocuklu aileler, çocuğun kimde kalacağı konusunda bir karara varamadıklarında, Aile Mahkemeleri bu kararı alır.
Türk Medeni Kanunu’nun 336/2. Maddesinde açıkça belirtilen velayet; ortak hayat birliği bitmiş ve ayrılık oluştuğunda devreye girer. Hâkimler çocuğun velayeti konusunda karar verirken, ilk olarak çocuğun menfaati göz önünde bulundurulur.
- 0-3 yaş arası çocuklar: Bu yaştaki çocuklar, anne şefkatine ve bakımına muhtaç olduğu için, 3 yaşına kadar olan çocukların velayeti, anneye verilir.
- 3-7 yaş arası çocuklar: Bu yaş grubundaki çocuklar, anne şefkatine ve bakımına daha az gerek duyduğundan, çocuk babanın vesayetine verilebilir.
- 6-12 yaş arası çocuklar: Bu yaş grubu çocukların yaşı her ne kadar önemli olsa da çocuğa sunulacak imkânlar, ön plana çıkar. Burada uzman pedagog vasıtasıyla çocuğun fikrine başvurulur. Ancak hâkimin kararını etkilemez.
- 12 yaş ve üzeri çocuklar: Belli olgunluğa erişen bu yaş grubu çocuklar, kendilerini rahat ifade edeceklerinden, kimin yanında kalacağına, çocuğun fikrine önem verilerek karar verilir.
Velayet davalarında hâkimler; hangi ebeveynin çocuğa daha iyi bakacağı, iyi bir gelecek sağlayacağı, ihtiyaçlarını karşılayacağı gibi unsurları göz önünde bulundurarak karar verir.
Boşanma Davalarında Yargılama Usulü Nasıl Gerçekleştirilir?
Türk Medeni Kanunu çerçevesinde düzenlenen Aile Hukuku, kişilere birçok hak ve sınırlamalar getirir. Boşanma davası yargılama usulü, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre yapılır.
- Boşanma ya da ayrılık davalarında, ortaya atılan delillere, hâkimin kanaat getirmesi gerekir.
- Hâkim; ortaya çıkarılan olgular konusunda re’sen ya da istem üzerine, taraflara yemin önerisinde bulunamaz.
- Eşlerin bu konuda yapacakları her türlü açık beyan, hâkimi bağlayıcı değildir.
- Hâkimin sorumluluğu, kanıtları serbest şekilde takdir etmektir.
Hâkimin onayı olmadığı sürece, boşanma ya da ayrılık davalarındaki anlaşmalar, geçerli sayılamaz. Bu arada eğer taraflardan biri talep ederse, duruşmanın gizli olarak gerçekleştirilmesi de mümkündür.
Velayet Davalarında Anne ve Babanın Hakları Nelerdir?
Medeni Hukuk çerçevesinde düzenlenen Aile Hukuku içinde; mahkeme tarafından boşanma ya da ayrılık kararı alındığında, anne ve baba dinlenir ve çocuk vesayet altında ise, vasi olan kişi ya da kişilerin de düşüncesi alınır. Sonrasında anne ve babanın hakları ve çocukla olan kişisel ilişkiler düzenlenmeye başlanır.
Velayetin kendisine verilmediği eşin, çocukla kişisel ilişkileri düzenlenirken; bazı noktalara dikkat edilir.
- Çocuğun sağlık durumu
- Eğitim durumu
- Ahlaki yönden nasıl yetiştirildiği baz alınır.
Aynı zamanda eş, çocuğun eğitim ve gider masraflarına da ekonomik gücüne göre, katkıda bulunmak zorundadır. Anne ve babanın başka eşleri bulunuyor, başka yere gitmesi gerekiyor ya da ölüm meydana gelmişse hâkim; re’sen ya da ebeveynlerin birinin talebi üzerine, gerekli önlemleri alma yetkisine sahiptir.
Boşanma Sonrası Kadının ve Erkeğin Kişisel Durumundaki Değişiklikler Nelerdir?
Aile Hukuku kapsamında, bir boşanma gerçekleştiğinde; kadın evlenmeyle kazandığı kişisel durumu korumanın yanında, evlenmeden önceki soyadını kullanabilir. Kadının bitirdiği evliliğinden önce dul olması durumunda kadın, hâkimden bekarlık soyadını kullanma talebinde bulunabilir.
Eğer boşandığı eşinin soyadını kullanmak bir menfaati varsa ve bu durum, kocaya herhangi bir zarar vermiyorsa ve zarar vermediği ispatlanırsa, hâkim kadının eski eşinin soyadını kullanmasına izin verme kararı alabilir. Eğer koşullar değişirse, erkek bu iznin kaldırılması talebinde bulunabilir.
Boşanmada Mal Paylaşımı Davası Nasıl Açılır?
Türk Medeni Kanunu çerçevesinde düzenlenen Aile Hukuku içinde; evlilik süresince edinilmiş mal paylaşım davası, boşanma davasından ayrı olarak görülür. Delillerin toplanması, adli tatil, mahkemenin yoğunluğuna bağlı olarak, mal paylaşım davaları, 1 yıl ile 1.5 yıl arasında kesinliğe ulaşır.
Anlaşmalı boşanmada mal paylaşımı, tarafların mallar üzerinde ortak karara vardığı hususları içerirken; çekişmeli boşanma davalarında mal paylaşımı, malların mahkeme tarafından, tarafların yasal hakları doğrultusunda hüküm verilerek gerçekleştirilir.
Mal Paylaşımı Davalarında Dilekçe Nasıl Hazırlanır?
Aile Hukuku çerçevesinde, aile birliğinin bozulmaya başlaması ve boşanma davasının açılması dolayısıyla mal paylaşımı da gündeme gelir. Mal paylaşımı davası açılırken, dava dilekçesi hazırlanmalı ve dilekçe Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na uygun şekilde düzenlenmiş olmalıdır. Bunun için HFK Hukuk Bürosu deneyimli avukatlarından, profesyonel destek alabilirsiniz.
Dava dilekçesinin hukuka uygun şekilde düzenlenmemesi durumunda mahkeme, taraflara dilekçenin doğru şekilde düzenlenmesi için, bir süre verir. Bu süre içinde doğru şekilde düzenlenen dilekçe ile dava açılabilir.
Diğer yandan dava dilekçesinin kanuna uygun şekilde hazırlanmaması da davanın reddedilmesine neden olur. Bu yüzden bu tür dava dilekçeleri, konusunda uzman avukatlar tarafından hazırlanmalıdır.
Ortak Tapu Üzerinde Mal Paylaşımı Nasıl Gerçekleştirilir?
Aile Hukuku kapsamında, eşlere birçok farklı hak tanınır. Bu haklardan bir tanesi de mal paylaşımıdır. Kanuna göre 1.1.2002 tarihinden sonra evlenenler; evlilik içinde edilmiş mallarda yarı yarıya hak kazanır.
Eşlerin yarı yarıya hisseye sahip gayrimenkul ya da menkule ortaklığı varsa, bunun mal paylaşımına konu edilmesi gerekmez. Tarafların anlaşmasıyla bu ortaklık çözümlenebilir. Hisselerde farklılık olması durumunda, mal paylaşım davası açılabilir.
Babalık Davası Hangi Koşullarda Açılır?
Babalık davası soy bağının kurulması konusuna girer. Anne ve çocuk arasındaki soy bağı doğumla birlikte kurulmuş olur. Evlilik dışı doğan çocuk ise nesepsiz addedilir. Nesepsiz doğan çocuk, babası tarafından Nüfus Dairesi’ne yazılı bildirimde bulunduktan sonra, soy bağının kurulması gerçekleştirilir.
Soy bağının oluşmasıyla birlikte, çocuk evlilik dışı olarak doğsa da evlilik kurumu dahilinde doğan çocuklar kadar miras hakkından, eşit olarak yararlanır. Ancak kendi rızası olmadan babaya karşı anne ya da çocuğun açacağı babalık davasında, eğer baba vefat etmişse, diğer mirasçılara karşı açılabilir.
- Dava; Cumhuriyet savcısına ve hazineye
- Anne tarafından açılmışsa kayyıma
- Kayyım tarafından açılan bir dava ise anneye ihbar edilir.
Aile Hukuku çerçevesinde düzenlenen yasaya göre; babalık davasının açılması için, çocuğun soy bağı kurulmamış olmalıdır. Erkekle arasında soy bağı olan çocuk için babalık davası açılamaz ve ilk olarak kurulan soy bağının reddedilmesi gerekir.
Soybağı Reddi Davası Nasıl Açılır?
Medeni Kanun’da belirtildiği ve Aile Hukuku içinde düzenlenen kurallara göre; soybağının reddi davası, herhangi bir sebep ile soy bağının çürütülmesi adına, baba ile çocuk arasında açılır.
Aile Mahkemesi’ne başvurarak, baba veya annenin açtığı davayı, çocuk da açabilir. Davacı olan kişi, çocuğun evlilik içinde anne rahmine düşmüşse, kocanın baba olmadığını ispatlamalıdır. Evlenme sürecinden itibaren, en az 180 gün geçmiş ve evliliğin sona ermesinden başlayıp, en fazla 300 gün içinde çocuk doğmuşsa, çocuğun anne rahmine evlilik içinde düştüğü ön görülür.
Boşanma Davalarında Zamanaşımı Var mıdır?
Türk Medeni Kanunu’nun 178. Maddesi uyarınca, boşanma davalarında 1 yıllık zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Kanun maddesine göre; evliliğin boşanmayla sona ermesinden doğacak tüm dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesiyle birlikte 1 yıl sonra zamanaşımına uğrar.
HFK Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek; Aile Hukuku içinde yer alan tüm konularda profesyonel destek alabilir, konuyla ilgili deneyimli ve profesyonel avukatlarımızdan danışmanlık ve profesyonel destek hizmeti alabilirsiniz.