Ticaret Hukuku
En kapsamlı ve zorlayıcı hukuk dallarından biri olan Ticaret Hukuku; tüccarların sahip oldukları hakların, yasaların bağlamında koruma altına alınması için oluşturulmuş hukuk dallarından bir tanesidir. İşletme sahipleri için çok önemli olan hukuk dalı, ticaretle uğraşan kişilerin; yasalar nezdinde hangi haklara sahip olduklarını, nelerden muaf olduklarını, belirten hukuk dalıdır.
Ticaretle ilgili tüm eylemleri düzenleyerek, yürürlükte olan kanunlarının tamamını kapsayan Ticaret Hukuku, özel hukuk dallarından biridir ve Borçlar Hukuku ile ayrılan yönleri olsa da aralarında yakın bir bağ vardır. Bu özel hukuk dalı uzmanlığı ve tecrübeyi gerektirdiği, teknik hesaplamaları ve kavramaları olduğu için, konusunda deneyimli Ticaret Hukuku avukatı tarafından takip edilmesi gereken davaları kapsar.
Ticaret Hukukunun Önemi
Ticaret Hukuku; ticari işletmeleri, ticari iş ve hükümleri, tüccarları, ticari unvanları, işletme isimlerini, haksız rekabetin önlenmesi ve ticaret sicilleriyle cari hesaplamaların tümünü kapsar. Aynı zamanda Şirketler Hukuku, Kıymetli Evrak Hukuku, Taşıma Hukuku, Sermaye Piyasası Hukuku, Deniz Ticareti Hukuku, Sigorta Hukuku, Rekabet Hukuku gibi hukuk dalları da bu özel hukuk içinde yer alır.
Bu hukuk sisteminde 3 önemli unsur bulunur;
- Tüzel kişilikler ve tüccarlar
- Ticari işletmeler
- Ticari olarak işletilen dernek ve vakıflar
Gerek tüccarların gerekse tüzel kişilerin ticari ilişkilerinde oluşan uyuşmazlık ve anlaşmazlıkların çözülmesi, mağduriyetlerin önlenmesi için Ticaret Hukuku önemli bir hukuk dalıdır. Bu sayede ticari ilişkiler sağlamlaşır ve hukuki olarak değerlendirilebilir. Sürekli olarak yenilenmesi ve güncellenmesi söz konusu olan bir hukuk dalı olduğu için, uzmanlık alanı bu yönde oluşmuş deneyimli Ticaret Hukuku avukatı ile çalışılır.
Ticaret Hukuku Avukatlarının Görevleri
Firmaların ticari faaliyetleri sırasında, aralarındaki iş ilişkilerinin belgelere dayanması önemlidir. Bu süre içinde firmaların zarar görmemesi için bu süreçlerin hassas ve titizlikle işlemesi, her iki taraf için de gerekir. Aynı zamanda ticari faaliyetler sırasında oluşabilecek her türlü problem, avukatlar aracılığı ile daha sağlıklı şekilde çözümlenir. Bu bağlamda özellikle şirket ilişkilerinin kurulduğu aşamalarda Ticaret Hukuku avukatı ile çalışmak; tüm iş prosedürünün daha sağlıklı yürümesini sağlarken, şirketlerin kuruluşu aşamasındaki tüm detaylar daha kolay yürür.
Hangi iş niteliklerinin taşındığı, sermayenin ne olduğu, yapılacak iş için işletme kuruluşunun nasıl yapılacağı, hangi özellikleri taşıyacağı, şirket temsilcisi ya da temsilcilerinin kim olacağı gibi birçok husus konusunda avukatlar devreye girer. Özellikle firmaların iflas durumunda neler yapıp yapamayacakları, nelere hazırlıklı olunması gerektiği, hangi belgelerin hazırlanması gerektiği gibi konular, avukatlar sayesinde çok daha doğru ve prosedürü uygun şekilde ilerler.
Tüm bunların yanında Ticaret Hukuku üzerinde uzmanlaşmış avukatların verecekleri hizmetler arasında;
- Şirket Genel Kurul toplanma süreçleri
- Sermaye piyasası
- Rekabet Hukuku
- Şirket birleşme ve devirleri, ortak alma
- Sermaye artırma ve azaltma
- Hisse devirleri hisse rehinleri
- Bayilik ve kredi sözleşmeleri
- Franchise sözleşmeleri
- Lisans ve acentelik sözleşmeleri
- İnşaat sözleşmeleri
- Hukuki durum tespitinin yapılması
- Firmayı uluslararası platformda hukuksal olarak temsil etmek
Bu yüzden konusunda Ticaret Hukuku konusunda uzmanlaşmış Hfk Hukuk Bürosu ile iletişime geçilerek, dava süreciniz ve gerekli durumlarda tüm şirket ilişkileri hakkında, profesyonel danışmanlık ve avukatlık hizmetleri alabilirsiniz.
Ticaret Hukukunda Ticari İşletme Kavramı
Ticaret Hukuku; Türk Ticaret Kanunu 1. Kısım 11. Maddesi kapsamında açıklanır ve çoğunlukla ticari işletme esasına dayanır. Bu yüzden birden fazla kriter vardır ve ticari işletmelerin mevcut olabilmesinin koşulları, kanunda belirtilmiştir.
Bu yüzden ticari işletmeler;
- Var olan ticari işletmenin hedefi gelir sağlamak olmalıdır.
- Devamlılık ilkesine uymalıdır ve esnaf işletmesi sınırlarını aşmış olmalıdır.
- Ticaret Kanunu’nda belirtilen ticarethane, fabrika ve ticari sınıflarına uymalıdır.
- En küçük işletme sahibinde bile malvarlığı olmalıdır.
Buna göre Ticaret Hukuku içerisinde ticari işletmelerin bölünmesi, ticari işletmelerin devredilmesi, ticari işletmelerin rehni konuları da bu hukuk dalı içine giren konulardır.
Ticari İşletme Hukuku
Ticaret Hukuku içinde yer alan ve işletmeleri kapsayan konuları ele alan Ticari İşletme Hukuku; işletmelerin yapısını, nasıl kurulacağını, tasfiyesinin nasıl yapılacağına dair hüküm ve koşulların belirtildiği bir kanundur. Tüccar ile esnaf arasındaki farklılıkları analiz eder. Aynı zamanda tüccarla ilgili hükümleri içinde barındıran ticari işletme hukuku; ticari yargıyı, haksız rekabeti ve cari kavramları içine alır.
Ticaret Hukuku Davaları
Ticaret Hukuku bünyesinde doğacak dava türleri, kanunda belirtilmiştir. Ticari hayatla ilgili sözleşme türleri, hukuksal düzenlemelere bağlı olarak farklı dava çeşitleriyle görülür. Bunun yanında Borçlar Kanunu’yla bağı olduğu için, bazı davalar Borçlar Kanunu’na göre görülür.
Türk Ticaret Kanunu’na göre olabilecek dava türlerinden bazıları;
- Ticari satış sözleşmeleri bazında alacak ve tazminat davaları
- Ticari mal değişimi sözleşmelerinden doğan alacak ve tazminat davaları
- Haksız rekabet ile oluşan tazminat davaları
- Ticari unvana yapılan tecavüz ile doğan tazminat davaları
- Cari hesap sözleşmeleriyle oluşan alacak ve tazminat davaları
- Şirket birleşmelerinde ayrılma akçesinin ödenmemesi dolayısıyla oluşan alacak ve tazminat davaları
- Devredilen şirketlerde ortaklık payıyla oluşan alacak ve tazminat davaları
- Bono, çek, poliçe gibi evraklardan doğan tazminat, menfi tespit, istirdat ve iptal davaları
- Deniz ticari kaynaklı dava ve icra takipleri
- Mal, hayat, kaza, hastalık, sağlık, mesleki sorumluluk gibi sigorta türlerinden doğabilecek davalar
- Ş., LTD, Kolektif, Komandit ve şahıs şirketlerinde oluşabilecek tazminat ve diğer davalar
Bunun yanında Ticaret Hukuku içinde Şirketler Hukuku’ndan oluşabilecek davalar da görülür. Bu özel hukuk dalında; hükümler, medeni kanundaki hükümler, global sözleşmeler ve anlaşmalarla ilgili yükümlülükler bulunur.
Ticaret Hukuku’nda Şirketler Hukuku’ndan Oluşabilecek Davalar
Ticari işletmeler tek bir kişi tarafından kurulabildiği gibi, çok ortaklı şekilde de kurulur. Ticaret Hukuku kapsamında tüm hükümler, Türk Ticaret Kanunu üçüncü bölüm kapsamında 593. ve 615. Maddelerde açıklanmıştır.
Şirketler Hukuku’nda da oluşabilecek bazı davalar şu şekildedir;
- İflas davaları
- Fesih davaları
- Genel Kurul kararlarının iptali davaları
- Ortaklıktan çıkma ya da çıkarılma davaları
- Şirket müdürlüğünden azletme davaları
- Tasfiye memurlarına karşı ya da tasfiye memurlarının açtığı davalar
- Yönetim Kurulu ve Müdürleri tarafından açılabilen davalar
- Şirket bilgilerinin ve belgelerinin incelemeye alınması davaları
- Şirket müdürüne ya da Yönetim Kurulu’na açılabilecek davalar
Ticaret Hukuku kapsamında bu tür konularda oluşabilecek her türlü anlaşmazlık, uyuşmazlık, çatışma gibi durumlarda, ana sözleşmenin içinde belirlenen maddelere göre çözümleme yoluna gidilir. Ancak bu yolla da herhangi bir çözüm bulunamıyorsa, mahkeme yoluna başvurulur. Bu tür davalar için Hfk Hukuk Bürosu Ticaret Hukuku avukatı ile görüşme sağlayabilir; davanız için gerekli tüm prosedürlerin hukuka uygun şekilde başlatılmasını sağlayabilirsiniz.
Ticaret Hukuku’nda Mutlak Ticari Davalar
Ticaret Hukuku davaları içinde bulunan mutlak ticari davalar; tarafların tüccar olup olmadığına, dava konusunun ticari işletmeleri ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari dava olarak nitelendirilen davalardır. Ticaret Kanunu ile oluşan davalar, Medeni Kanun ile oluşan davalar, Borçlar Kanunu ile oluşan davalar ve özel hükümler dolayısıyla oluşan davalar şeklinde bölümlere ayrılır. Mutlak ticari davalarda; acenteliklerle oluşan uyuşmazlıklardan doğan davalar, Anonim şirketlerle olan uyuşmazlıklardan oluşan davalar, Limited şirketlerin uyuşmazlık durumlarında oluşan davalar, eşya ve yolcu taşıma uyuşmazlıklarında oluşan davalar, mutlak ticari sayılan davalar arasında yer alır.
Özel Kanunlar Gereği Mutlak Ticari Sayılacak Davalar
Ticaret Hukuku içinde bakılan mutlak ticari davalara bakılır. Davanın ticari dava olduğunun belirtilmesiyle birlikte, Ticaret Mahkemesi’nde görüleceğinin belirtilmesi aynı şey değildir. Yani bu durumda görevle alakalı bir inceleme yapılır. Kooperatifler ya da Finansal Kiralama Kanunu’na göre bu davaların ticari olduğu belirtilmiş olup, davanın miktarına bağlı olarak dava Asliye Mahkemesi ya da Sulh Mahkemesi’ne gider. Ancak İcra İflas Kanunu uyarınca; görev mahkeme olarak Ticaret Mahkemesi şeklinde bir ibarenin bulunmasıyla durumunda, davanın miktarı ne derece olursa olsun dava Ticaret Mahkemesi tarafından incelenir. Finansal kiralama sözleşmelerinden oluşan davalar, oda ve borsa üyelerine verilen disiplin cezaları, Kooperatifler Kanunu 99. Maddesine göre bu kanun nezdinde düzenlenmiş hususlardan doğan davalar özel kanun hükümleri gereğinde mutlak ticari sayılan davalar arasında yerini alır.
Ticaret Hukuku’nda Nispi Ticari Davalar
Ticaret Hukuku altında işlenen davalardan bir tanesi olan nispi ticari davalar; davalı ve davacı tarafın, ticari işletmesiyle ilgili olan davalardır. Mutlak ticari davaların aksine; davalı ve davacının, ticari işletmeyle ilgili oluşabilecek anlaşmazlıklarının olması ve her iki tarafın da tüccar olması şartı vardır. Yani bu şartların hiçbirisi sağlanmadığı sürece; anlaşmazlığın konusunun ticari iş niteliği olması yeterli değildir. Aynı zamanda bir taraf için ticari sayılan bir işin, diğer taraf için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari yapmaz. Çünkü burada iş esası değil, ticari işletme esası göz önüne alınır. Tüzel kişi tüccarların tüm işleri ticari nitelik taşır. Gerçek kişi tüccarlarda ise; muamelenin yapılışı sırasında ticari işletmeyle ilgili olmadığını, açık ve net şekilde karşı tarafa bildirmesi durumunda ya da işi ticari sayılmasında halin icabına göre müsait olmadığı durumlarda, işin niteliği ticari olmaktan çıkar.
Ticari işletmeleri İlgilendiren Havale Vedia Telif Haklarına Ait Davalar
Ticari işletmeleri ilgilendiren havale, vedia, telif haklarına ait davalar, Ticaret Hukuku altında ticari davalar olarak incelenen davalar arasında yerini alır. Aynı zamanda üçüncü grup ticari davalar olarak adlandırılırlar. Bu tür davalarda; Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2. Maddesine göre, bir taraf için ticari sayılacak işler, bir akit sonrasında doğmuş ve diğer tarafın da ticari sayılacağı halde, kanundaki kurala göre ticari dava olarak sayılmaz. Buna göre ticari hükümler uygulanır ve taraflar arasında çıkan anlaşmazlık Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülür.
Buna göre;
- Havale, vedia ve telif haklarına ait işlemler, tarafların tüccar olması ya da tarafların ticari işletmeleriyle ilgiliyse, mutlak ticari dava açılır.
- Bu durumda taraflardan bir tanesinin işletme sahibi olması yeterli olmaktadır.
- Ticari işletme sahibinin; havale, vedia ve telif hakkıyla ilgili alakası yeterli olmakla birlikte, işlem ve sözleşmenin tarafı olması önemli değildir.
Ticaret Hukuku’nda Zaman Aşımı Süresi
Oldukça kapsamlı bir hukuk dalı olan Ticaret Hukuku içinde zamanaşımının bazı temel kuralları vardır. Bu kuralların en önemlisi; ticari hükümlerin bulunduğu kanunlarda belirtilen zamanaşımı sürelerinin, Kanun içinde aksi belirtilmediği sürece sözleşme ile değiştirilemediğidir.
Buna göre;
- Haksız rekabet ile ilgili davalarda; dava hakları 1 yıl ve anlaşmazlıkların oluşmasından itibaren 3 yıldır.
- Haksız rekabet Türk Ceza Kanunu’nun 5237 Sayılı hükmünce; daha uzun zamanaşımı süresini gerektiren ve cezai fiil niteliği taşıyan davalarda da aynı zaman aşımı süresi uygulanır.
- Cari hesapların tasfiyesi, mahkeme kararıyla belirlenmiş artış tutarları ya da faiz alacakları, hatalı hesaplamalar, cari hesap dışında tutulacak ya da haksız şekilde cari hesaba geçirilen kalemler ya da yinelenen kayıtlara dair davalarda; cari hesap sözleşmesinin bitmesiyle birlikte 5 yıllık zaman aşımı uygulanır.
- Devredilmiş şirket borçlarından oluşan, ortakların sorumluluğuna ait istemler, birleşme kararlarının ilanıyla beraber 3 yıllık zaman aşımı süresine tabidir.
Bunun yanında hâkim teşebbüsten oluşan tazminat ya da pay satın alınmasına yönelik istem davalarında; Genel Kurul kararı alınan ya da Yönetim Kurulu Kararı ilanının yapıldığı tarihten itibaren, 2 yıllık zaman aşımına tabi olur.
Ticari Davalarda Mahkeme, Arabulucu ve Avukatlık Masrafları
Ticaret Hukuku içinde ticari davalarda hizmet veren avukatların ve mahkeme masraflarının ve varsa arabuluculuk masraflarının ödenmesi gerekir. Ticari davalarda mahkeme masrafları her sene yenilenmektedir. Mahkeme masrafları; vekalet avukat ücretleri, arabuluculuk ücretleri, gider avansları, yargılama harçları, dosya vs evrak giderleri, tanık ve bilirkişi için ücret ve giderler, yargılama esnasında yapılan diğer giderler, keşif giderleri, celse, karar ve ilam harçları gibi birçok kalemi içerir. Yargılama masrafları; dosyanın ve dayanılan delillerin durumuna göre ve tarife üzerindeki ilkelere bağlı olarak hesaplanır.
Ticaret Hukuku ticari davalarında arabuluculuk ve avukatlık ücretleri de değişkenlik gösterir. Arabuluculuk hizmetlerinde her avukatlık bürosunun kendi uygulaması bulunurken, ücretler Adalet Bakanlığı tarafından belirlenir. Bunun yanında sözleşme serbestliğinin sınırlarına uyularak, karşılıklı taraflarca karar altına alınır.
Arabuluculuk ücreti belirlenirken;
- Taraflar arasında imzalanacak sözleşme ve mahkemece hükmedilen vekalet ücretleri ilkesine uyulması gerekir.
- Arabuluculuk işi bittiği andan itibaren, yürürlükte olan ücret tarifesine göre belirleme yapılır.
- Dava şartı; arabuluculukta tarafların ve bakanlık tarafından ödenen arabulucu ücretleri yargılama masrafı içine girer.
- Aksi yönde herhangi bir hüküm olmadığı sürece, arabuluculuk ücreti, her iki taraf için eşit şekilde ödemeye tabi tutulur.
Arabuluculuk işlemleri tamamen gizli yapılır ve arabuluculuk görevinin özenli şekilde ve taraf tutmadan gerçekleştirilmesi gerekir. Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından belirlenen Arabuluculuk ücret tarifesinde; konusunun para ile ölçüldüğü davalarda arabuluculuk ücretleri, anlaşma değerine göre belirlenir.
Ticari Davalarda Görevli Mahkemeler
Ticaret Hukuku içinde görülen ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri bakar. Asliye Ticaret Mahkemesi; özel mahkeme statüsüne sahip mahkemedir. Aynı zamanda Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki iş bölümü ilişkisi değişmiş ve yerini görev ilişkisine bırakmıştır. Bu yüzden iş bölümü ilk itiraza tabi olurken, görev ile ilgili mahkeme tarafınca davanın her aşaması, büyük bir titizlikle yürütülür.
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin baktığı davalar içinde;
- Çeklerin iptal edilmesi davaları
- Sigorta Hukuku kapsamındaki davalar
- İflas ve iflasın ertelenmesiyle ilgili davalar
- Rekabet yasağına ait davalar
- Ticari nitelikli ipotek fekki ve ihalelerin feshedilmesi davaları
- Ticari iş kapsamında olmasıyla ilgili her türlü tazminat davaları
- Malvarlığı ya da işletmelerin devralınmasıyla işletmelerin birleştirilmesi nedeniyle açılabilecek ticari davalar
- Borsa, sergi, antrepo ya da ticaret ilişkisi olan yerlere ait özel hükümlere bağlı davalar
- Bankalara, farklı kredi kuruluşlarına ya da finansal kurumlara karşı verilen ödünç parayla ilgili oluşan davalar
Bunun yanında Asliye Ticaret Mahkemesi tarafınca alınan kararlara karşı istinaf başvurusu yapılabilir. İstinaf başvuru süresi ise, Asliye Ticaret Mahkemesi’nce alınan kararın usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilir ve kararın tebliğ edilmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru süresi tamamlanır. İstinaf başvurusu için; bölge adliye mahkemesine gönderilmesi için, başvuru yapılan Asliye Ticaret Mahkemesi’ne istinaf dilekçesi verilerek yapılmalıdır. Tüm bu işlemlerinizi gerçekleştirmek, şirket içindeki tüm işlemlerinizi doğru ve prosedüre uygun şekilde yürütülmesini sağlamak için, Hfk Hukuk bürosu deneyimli Ticaret Hukuku avukatı ile iletişime geçebilirsiniz.